Bir analistin mutlaka kendisine sorması gereken bir soru bu. Kimim ben?
Analist kelimesinin sözlük anlamına bakıldığında analiz eden, çözümleyici karşılıklarını görürüz. Hepimizden beklenenler bir noktada standart olsa bile, işi ele alış biçimimizle ayrılırız.
İyi bir analist öncelikli olarak iyi analiz etmeyi bilmelidir. İyi de bir analist neyi, nasıl, kimle analiz etmelidir? Analistin, analiz sürecini tamamlandığında işi biter mi? Yoksa bir sonuca ulaşması gerekir mi?
Diğer bir ifade ile işin sonuna kadar içinde yer almalı mıdır?
Bu soruların cevaplarını ben kimim ve ben neyi analiz ediyorumun peşi sıra mutlaka almamız gerekir. İşte tam da bu nokta da analist olduğumuzu göstererek, sonuca ulaşılmasını sağlayabilecek bu tarz soruların cevaplarını bizim bulmamız gerekir.
Sektörünüz ne olursa olsun, önünüze bırakılmış olan bir talebin değerlendirilerek optimum çözüm ve sonuca ulaştırılmasına önayak olmak bir analistin vazgeçilmez görevlerinden biridir.
İş analistine gelen bir isterin, bu bir yeni talep olabileceği gibi mevcutta kullanılan bir sisteme ait bir problemin çözümü de olabilir, tanımının iyi yapılması gerekir. Bu tanımı size ileten kişi tek bir cümle ile ifade etmiş olabilir. Doğru soruları sorarak onu anlamak sizin işinizdir. İsterin ne olduğunu doğru soruları sorarak anladığınızı varsayalım. Hedef kitleye göre isterin sonuca ulaştırılması farklılık göstereceğinden, bu isterin kimleri etkileyeceğini, bu istere kimlerin etkisinin olacağını bulmaya sıra gelmiştir. Sırasıyla, çözümlemeye yönelik bu ve benzeri sorular sormak sizi optimum sonuca ilerletecektir.
Bir analist, gelen isterin kendisinden istendiği halinden öte, doğru ister haline getirilmesi ve efektif kullanılabilmesini sağlayacak sonucun oluşturulmasından sorumludur.
Bugünkü yazımda en özet haliyle bir iş analistini tanımlamaya çalıştık. Bu, bize dair, sadece bir başlangıç…
Yazar : Meral ÇEVİK